Sürdürülebilir Ulaşım Nedir ve Neden Önemlidir?

sürdürülebilir ulaşım nedir

İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer şehirler… Yaşanan yoğun trafik sıkışıklığı, büyük şehirlerdeki ulaşım sorununun ciddiyetini ortaya koyuyor. İstanbul 2023 yılında dünyanın en yoğun trafiğine sahip şehri seçilmiş ve sürücüler yılda 105 saat fazladan zamanı trafikte kaybetmiştir. Bu sıkışıklığın ekonomik faturası ise yılda 6-7 milyar dolar gibi devasa bir kayıpla ölçülmektedir.

Trafik sıkışıklığı sadece zaman kaybına değil, aynı zamanda verimsiz yakıt tüketimine, artan emisyonlara ve genel yaşam kalitesinin düşmesine neden olur. Yüksek bireysel araç kullanımı doğrudan trafik sıkışıklığına yol açmaktadır. Bu durum, ulaşım altyapısının genişletilmesinden ziyade, talep yönetimi ve toplu taşıma teşviki gibi sürdürülebilir çözümlerin ekonomik sürdürülebilirlik için de kritik olduğunu göstermektedir.

Günümüz ulaşım sistemleri, modern toplumların temel dayanağı olmasına rağmen, çevre ve insan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açmaktadır. Bu etkiler, hava kirliliği, iklim değişikliği ve fosil yakıtlara olan enerji bağımlılığı gibi kronik sorunları beraberinde getirmektedir.

Hava kirliliği, ulaşım kaynaklı emisyonların doğrudan bir sonucudur ve küresel çapta milyonlarca erken ölüme yol açan ciddi bir halk sağlığı krizidir. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, her yıl dünya genelinde 7 ila 8 milyon insan hava kirliliğine bağlı sorunlar nedeniyle erken ölmektedir.

Ulaşım sektörü, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık %23 ila %24’ünü oluşturarak enerji sektöründen sonra en büyük ikinci veya üçüncü katkıyı sağlamaktadır. Bu sektörün enerjisinin %95’i hala fosil yakıtlardan gelmektedir. Türkiye’nin petrol ve doğalgaz gibi kaynaklarda dışa bağımlılık oranı %90’lara ulaşmış olup, bu durum ihracat gelirlerinin %35’inin yurt dışına gitmesine neden olmaktadır. Ulaşım sektörünün enerji tüketim oranı %20’dir ve Türkiye’nin bu alanda %15 enerji tasarruf potansiyeli bulunmaktadır.

istanbulda trafik sıkışıklığı fotoğrafı

Fotoğraf: İstanbul

Sabah işe giderken ya da akşam eve dönerken bitmek bilmeyen trafik çilesi, egzoz dumanlarının boğucu etkisi ve sürekli yükselen yakıt fiyatları… Bu sorunlar hepimizin günlük hayatının bir parçası haline geldi. Peki, bu döngüyü kırabilir miyiz? Neyse ki, daha temiz bir nefes almak, daha az stresli yolculuklar yapmak ve cebimizdeki parayı korumak mümkün. Sürdürülebilir ulaşım çözümleri, sadece çevreyi değil, aynı zamanda sağlığımızı, ekonomimizi ve şehirlerimizin yaşanabilirliğini de dönüştürme potansiyeli taşıyor. 

Bu blog yazısında, sürdürülebilir ulaşım nedir? sorusuna cevap vereceğiz, bize ve gezegenimize neden bu kadar hayati faydalar sağladığını ve bu değişimin bir parçası olmak için neler yapabileceğimizi derinlemesine inceleyeceğiz.

Yazı İçeriği
    Add a header to begin generating the table of contents

    Sürdürülebilir Ulaşım Nedir?

    Sürdürülebilir ulaşım, gezegenimizin ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, insanları ve malları güvenli, uygun fiyatlı, erişilebilir ve verimli bir şekilde taşıyan sistemleri ifade eder. Bu kavram, sadece çevresel etkileri en aza indirmekle kalmaz, aynı zamanda sosyal ve ekonomik boyutları da kapsar.

    Geleneksel ulaşım sistemleri, genellikle hareketlilik odaklıdır, bireysel motorlu taşıtlara dayanır ve farklı taşıt türleri arasında bütüncül bir entegrasyon sunmaz. Bu sistemler, kullanıcıları çevre dostu seçenekler yerine özel araç kullanmaya yönlendirir ve tahmini taleplere dayalı planlamalarla ulaşım ihtiyacını yol ağının genişletilmesiyle karşılamaya çalışır.

    geleneksel ve sürdürülebilir ulaşım farkı

    Sürdürülebilir ulaşım ise bunun aksine, erişilebilirlik odaklıdır, çeşitli taşıma modlarını kapsar ve bütüncül, işlevsel bir sistem entegrasyonu sağlar. Kullanıcıları bisiklet, elektrikli araç gibi sürdürülebilir yöntemlere yönlendirir ve gerçekçi, uzun vadeli planlamalarla ulaşım talebini etkili bir şekilde yönetir. Son 30 yılda küresel ulaşım eğilimi, bireysel motorlu taşıma ve hızlı trafik akışına dayalı geleneksel yaklaşımdan, güvenliği ve sosyal eşitliği göz önünde bulundurarak, insanlara ve yaşam kalitesine öncelik veren erişim fikrine doğru kaymıştır.

    Sürdürülebilir Ulaşımın Önemi ve Faydaları

    Sürdürülebilir ulaşım, sadece çevreyi korumakla kalmaz, aynı zamanda toplumun genel refahını artıran ve ekonomik büyümeyi destekleyen çok yönlü faydalar sunar.

    Hava Kirliliğinin Azalması ve İklim Değişikliğiyle Mücadele: Ulaşım sektörü, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık %23-24’ünü oluşturmaktadır. Sürdürülebilir ulaşım, özellikle elektrikli veya hibrit araçlar ve toplu taşıma kullanımıyla emisyonları azaltır, bu da hava kirliliğini düşürür. Avrupa Çevre Ajansı’na göre, ulaşım AB’de sera gazı emisyonlarının son 30 yılda arttığı tek büyük ekonomik sektördür. Bireysel araçların yakıt verimliliği artsa da, toplam seyahat hacmi ve taşınan mal miktarı arttığı için emisyonlar da artmaya devam etmektedir. Mevcut politikalarla bile 2050 iklim nötrlüğü hedefine ulaşmak için yeterli azalma sağlanamamaktadır. Bu nedenle, ulaşım sektöründeki emisyon azaltımı, sadece araç teknolojilerini geliştirmekle değil, aynı zamanda artan ulaşım talebini yönetmek, daha yeşil ulaşım modlarına geçişi teşvik etmek ve çevresel maliyetleri fiyatlara yansıtmak gibi çok yönlü stratejilerle mümkündür.

    Gürültü Kirliliğinin Azalması: Ulaşım kaynaklı gürültü kirliliği, dünya genelinde en büyük çevresel sorunlardan biridir ve duyma kaybı, uyku bozuklukları, kardiyovasküler problemler gibi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Sürdürülebilir ulaşım yöntemleri, özellikle elektrikli araçlar ve motorsuz ulaşım (bisiklet, yürüyüş), motorlu taşıt kaynaklı gürültüyü azaltarak daha sakin şehir ortamları sunmaktadır.

    Fosil Yakıt Bağımlılığının Azalması ve Enerji Verimliliği: Ulaşım sektörü enerjisinin %95’i hala fosil yakıtlardan sağlanmaktadır. Sürdürülebilir ulaşım, elektrikli ve hibrit araçlar sayesinde fosil yakıt bağımlılığını düşürür. Türkiye’nin enerji bağımlılığı %90’lara ulaşmış olup, ulaşım sektöründe %15 enerji tasarruf potansiyeli bulunmaktadır.

    Net Sıfır Senaryosunda ulaşımda yakıta göre enerji tüketimi, 1975-2030, grafik

    Grafik: Net Sıfır Senaryosunda ulaşımda yakıta göre enerji tüketimi, 1975-2030, Kaynak: IEA

    Doğal Kaynakların Korunması ve Arazi Kullanımı: Sürdürülebilir ulaşım, arazi kullanımını optimize ederek ve yeşil alanları koruyarak biyolojik çeşitliliği destekler. Daha az araç kullanımı, yolların veya otoparkların yeşil alanlara dönüştürülmesine olanak tanır, bu da şehirlerin yaşanabilirliğini artırır ve ekosistem sağlığını iyileştirir.

    Yakıt ve İşletme Maliyetlerinde Tasarruf: Sürdürülebilir ulaşım, yakıt maliyetlerini azaltarak uzun vadeli finansal avantajlar sunar. Elektrikli veya hibrit araçlar, fosil yakıt bağımlılığını düşürerek bu tasarrufu doğrudan sağlar. Toplu taşıma kullanıcıları yılda yaklaşık 1.400 dolar yakıt tasarrufu sağlayabilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde toplu taşıma, yılda 4.2 milyar galon benzin tasarrufu sağlamaktadır.

    Trafik Sıkışıklığının Azalması ve Ekonomik Kayıpların Önlenmesi: Trafik sıkışıklığı, sürücüler, yük taşıyıcıları ve otobüs yolcuları için zaman kaybına ve verimsiz yakıt tüketimine yol açar. Bu “kayıp zaman”ın ekonomik bir değeri vardır. İstanbul’da trafik sıkışıklığının yıllık maliyeti 6-7 milyar doları bulmaktadır. Toplu taşıma kullanımı ve araç paylaşımı gibi sürdürülebilir çözümler trafik yoğunluğunu azaltarak bu maliyetleri düşürür.

    Altyapı ve Bakım Maliyetlerinde Azalma: Daha az özel araç kullanımı, yol altyapısının aşınmasını azaltır ve bakım maliyetlerinde tasarruf sağlar. Elektrikli araçların daha az hareketli parçaya sahip olması, bakım ihtiyaçlarını ve maliyetlerini düşürür. Bu durum, uzun vadede belediyelerin ve devletlerin ulaşım altyapısı için ayırdığı bütçelerde önemli rahatlama sağlayabilir.

    Yerel Ekonomiye Katkı ve İstihdam Olanakları: Sürdürülebilir ulaşım altyapısına yapılan yatırımlar, yerel ekonomiyi canlandırır ve istihdam olanaklarını artırır. Örneğin, yerli elektrikli araç üretimi, şarj altyapısı gelişimi ve bisiklet yollarının inşası gibi projeler, yeni iş kolları oluşturken, aynı zamanda yerel tedarik zincirlerini de güçlendirir.

    Halk Sağlığının İyileşmesi ve Fiziksel Aktivite Teşviki: Yürümek, bisiklete binmek veya toplu taşıma kullanmak fiziksel aktiviteyi artırarak sağlıklı bir yaşamı destekler ve stres seviyesini düşürür. Toplu taşıma kullanıcıları günlük fiziksel aktivitelerinin %30’unu ulaşım sırasında gerçekleştirir. Bisiklet sürmek, kas gücünü, dayanıklılığı artırır, kilo kontrolüne yardımcı olur, zihinsel sağlığı destekler, kolesterolü iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

    Yaşam Kalitesinin Artması ve Yaşanabilir Şehirler: Sürdürülebilir ulaşım, hava ve gürültü kirliliğini azaltarak şehirlerde yaşam kalitesini artırır ve daha yaşanabilir bir şehir ortamı sunar. Trafik sıkışıklığının azalması da yaşam kalitesini doğrudan etkiler. Sürdürülebilir şehirler, yeşil alanlar ve kültürel zenginliklerle dolu yaşam ortamlarını teşvik eder.

    Ulaşım Türü Yakıt/Enerji Maliyeti Bakım Maliyeti Trafik Gecikmesi Maliyeti CO2 Emisyonu Gürültü Kirliliği Sağlık Faydası (Fiziksel Aktivite)
    Özel Araç Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek Düşük
    Toplu Taşıma Düşük Orta Düşük Orta Orta Orta
    Bisiklet Yok Düşük Yok Yok Yok Yüksek
    Elektrikli Araç Düşük Düşük Orta Yok Çok Düşük Düşük

    Tablo: Ulaşım Türlerinin Ekonomik ve Çevresel Karşılaştırması

    Sürdürülebilir Ulaşım Araçları ve Çözümleri

    Sürdürülebilir ulaşım denildiğinde akla sadece tek bir araç veya yöntem gelmez. Aksine, bu yaklaşım farklı ulaşım araçlarının bir arada ve entegre kullanılması ile mümkün olur. Şehirlerde ve şehirlerarasında daha sürdürülebilir bir ulaşım sistemi kurmak için çeşitli çözümler ve araçlar uygulanmaktadır.

    Toplu Taşıma: Raylı Sistemler, Otobüsler, Tramvaylar

    Toplu taşıma, sürdürülebilir ulaşımın bel kemiğidir. Bir otobüs veya tren, aynı anda onlarca-yüzlerce insanı taşıyarak kişi başına düşen enerji tüketimini ve emisyonu önemli ölçüde azaltır. Bu nedenle metro, tramvay, banliyö treni, metrobüs, troleybüs gibi raylı ve lastik tekerlekli toplu taşıma sistemlerinin yaygınlaştırılması sürdürülebilirlik açısından kritik önemdedir.

    Metrobüs hızlı toplu taşıma sistemi ile yüksek kapasiteli şehir içi ulaşım hizmeti

    Raylı sistemler (metro, tramvay, hafif raylı sistemler) özellikle kent içi ulaşımda yüksek kapasiteli ve temiz bir çözüm sunar. Elektrifikasyon sayesinde metro ve tramvaylar sıfır egzoz emisyonuyla çalışır; eğer elektrik kaynağı da yenilenebilir enerjiden geliyorsa karbon ayak izi neredeyse yok denecek kadar az olur. Ayrıca yüksek yolcu kapasiteleri sayesinde, raylı sistemler trafikteki araç sayısını azaltarak hem enerji tasarrufu sağlar hem de şehir içi yolculuk sürelerini kısaltır.

    Otobüsler ve metrobüs sistemleri de sürdürülebilir ulaşımda önemli bir yere sahiptir. Özellikle yeni nesil elektrikli otobüsler veya hibrit otobüsler, geleneksel dizel otobüslere göre çok daha düşük emisyon salmaktadır. Bu sistemler yüksek taşıma kapasitesi ve hızlı yolculuk süreleriyle tanınmaktadır. Örneğin İstanbul Metrobüs hattı, günde ortalama 1 milyonun üzerinde yolcu taşıyarak, aynı güzergah üzerinde binlerce otomobilin oluşturaca trafiği engellemektedir.

    Toplu taşıma, sadece çevresel faydalarıyla değil, aynı zamanda sosyal eşitliği sağlaması, ekonomik verimliliği artırması ve şehir yaşam kalitesini yükseltmesiyle sürdürülebilir ulaşımın temel direğidir. Özel toplu otobüsler, geniş güzergah ağları sunarak, özellikle düşük gelirli bireyler ve özel aracı olmayanlar için toplu taşıma erişilebilirliğini artırır ve ulaşım hizmetlerinde sosyal eşitliği teşvik eder.

    Mikro Mobilite: Bisikletler ve Elektrikli Scooterlar

    Son yıllarda kent içi kısa mesafeli ulaşıma damgasını vuran kavramların başında mikro mobilite gelmektedir. Mikro mobilite, bireysel veya küçük boyutlu ulaşım araçlarıyla (bisiklet, e-scooter vb.) genellikle 10 km altındaki kısa yolculukların yapılmasını ifade eden bir trend. Bu araçlar, özellikle yoğun trafikli şehir merkezlerinde ve kampüs, sahil, meydan gibi alanlarda çevik, pratik ve çevre dostu bir ulaşım seçeneği sunuyor.

    Bisiklet süren insanların sağlığa faydaları, huzurlu an.

    Bisiklet sürmek, kas gücünü ve dayanıklılığını artırır, kilo kontrolüne yardımcı olur, zihinsel sağlığı destekler, kolesterolü iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Düzenli fiziksel aktivite sayesinde genel yaşam kalitesini artırır. Çevresel açıdan, günde bir kez araba yerine bisikletle işe gidip gelmek, ulaşım karbon ayak izini %67 oranında azaltabilir.

    Mikro mobilite araçları, kısa mesafeli ulaşımda önemli bir sürdürülebilirlik potansiyeli sunsa da, güvenlik riskleri ve çevresel faydalarının her zaman beklendiği gibi olmaması (özellikle yürüme ve bisikletin yerini alması durumunda) kapsamlı bir yaklaşım gerektirmektedir. Bu araçların şehir içi ulaşım sistemlerine güvenli ve etkin bir şekilde entegre edilmesi, özel altyapı yatırımları (ayrılmış yollar), net yasal düzenlemeler ve yaygın kullanıcı eğitimleriyle mümkündür.

    Elektrikli Araçlar ve Şarj Altyapısı

    Elektrikli araçlar (EV’ler), geleneksel içten yanmalı motorlu araçlara kıyasla daha az emisyon üretir ve hava kirliliğini azaltır. Egzoz emisyonu olmaması sayesinde atmosfere zararlı gaz salınımını önlerler. Yaşam döngüsü analizleri, AB’de bataryalı elektrikli araçların yaşam döngüsü emisyonlarının benzinli araçlara göre %73 daha düşük olduğunu göstermektedir. Yenilenebilir elektrik kullanıldığında bu oran %78’e çıkar. Batarya üretimi nedeniyle %40 daha yüksek üretim emisyonlarına sahip olsalar da, bu ek emisyonlar ilk 1-2 yılda (yaklaşık 17.000 km kullanım sonrası) telafi edilir. Hibrit ve plug-in hibrit araçlar da benzinli araçlara göre sırasıyla %20 ve %30 daha düşük emisyonlara sahiptir.

    Türkiye’de elektrikli araç sayısı hızla artarken, şarj altyapısı da eş zamanlı olarak büyümektedir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Türkiye genelinde 11.949 şarj istasyonu ve 29.496 şarj soketi bulunmaktadır. İstanbul, 3.045 istasyonla şarj istasyonu sayısında açık ara lider konumdadır.

    togg elektrikli araç görseli

    Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 2024 Küresel EV Görünümü raporuna göre, 2023’te küresel elektrikli otomobil satışları 14 milyona yaklaşmış, toplam elektrikli otomobil sayısı 40 milyona ulaşmıştır. Çin, Avrupa ve ABD küresel satışların %95’ini oluşturmaktadır.

    Yürüyüş ve İnsan Gücüyle Ulaşım

    Sürdürülebilir ulaşımın en temel ve kadim yöntemi aslında yürümektir. Yürüyüş, insanın en doğal hareket biçimi olarak kısa mesafeli ulaşımda her zaman bir seçenek olmalıdır. Günümüzde şehir planlamasında maalesef uzun yıllar araçlar önceliklendiği için, kaldırımlar ve yaya alanları ihmal edildi; ancak son dönemde “yaya dostu şehirler” yaklaşımı tekrar önem kazandı. Yürünebilir bir şehir, sürdürülebilir ulaşımın en önemli göstergelerinden biridir.

    barselona süper blok planı
    barselona süperblok görseli

    Fotoğraf: Barcelona

    Yürüyüş ve benzeri aktif ulaşım modlarının sürdürülebilir ulaşım içindeki payını artırmak için şehir planlamacıları “15 dakikalık şehir” konsepti gibi yaklaşımlar benimsiyor. Bu konsept, bir kişinin günlük ihtiyaçlarını (iş, okul, market, park, sağlık merkezi vs) evinden 15 dakikalık bir yürüyüş veya bisiklet mesafesinde karşılayabilmesini hedefler. Eğer şehirlerimizi bu şekilde planlayabilirsek, pek çok yolculuk için araca gerek kalmadan insanlar yürüyerek işlerini halledebilirler. Paris, Barcelona gibi metropoller son yıllarda bu yaklaşımı bazı mahallelerde uygulamaya başladı.

    Akıllı Ulaşım Sistemleri ve Dijital Çözümler

    Teknoloji, ulaşımın sürdürülebilir hale getirilmesinde bize yepyeni araçlar sunmaktadır. Akıllı ulaşım sistemleri (AUS), dijital teknolojileri kullanarak ulaşımı daha verimli, güvenli ve çevreci kılmayı hedefleyen uygulamaları içermektedir. Bu sistemler sayesinde mevcut altyapıyı daha akıllıca kullanarak, ilave yol veya araç ihtiyacı olmadan trafik akışını iyileştirmek, yakıt tüketimini azaltmak mümkün olabilmektedir.

    Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS), seyahat sürelerini azaltmak, trafik güvenliğini artırmak, mevcut yol kapasitelerini verimli kullanmak, hareketliliği artırmak, enerji verimliliğini sağlamak ve çevresel zararı azaltmak amacıyla geliştirilmiş bilgi ve iletişim tabanlı sistemlerdir. Bu sistemler, kullanıcılar, araçlar, altyapı ve merkez arasında çok yönlü veri alışverişi yoluyla izleme, ölçme, analiz etme ve kontrol etme mekanizmalarını içerir.

    Trafik kontrol merkezinde gerçek zamanlı veri analizi.

    Temel teknolojileri arasında Otonom Araç Teknolojileri, Nesnelerin İnterneti (IoT), 5. Nesil (5G) Mobil Ağlar, Bulut Bilişim ve Yapay Zeka (AI) bulunmaktadır. Bu teknolojiler, sensörler, kameralar, GPS gibi araçlarla gerçek zamanlı veri toplayarak trafik yönetimini optimize eder. 5G mobil ağlar, yüksek kapasite ve düşük gecikme süreleriyle AUS uygulamaları için kritik bir altyapı sunar.

    Türkiye'de ve Dünyada Sürdürülebilir Ulaşım Politikaları

    Sürdürülebilir ulaşım hedeflerine ulaşmak, sadece bireylerin çabalarıyla değil, büyük ölçüde kamusal politikalar ve yatırımlarla mümkün olabilir. Hem ulusal hükümetler hem yerel yönetimler, ulaşım sistemlerini dönüştürmek için uzun vadeli stratejiler ve somut adımlar planlamaktadır.

    Dünyada Sürdürülebilir Ulaşım Politikaları

    AB, 2050 yılına kadar iklim açısından nötr olmayı hedeflemektedir ve ulaşım sektöründeki sera gazı emisyonlarını %90 azaltmayı amaçlamaktadır. 2020’de kabul edilen Sürdürülebilir ve Akıllı Mobilite Stratejisi, bu hedefe ulaşmak için 82 girişimden oluşan bir eylem planı içermektedir. Stratejinin hedefleri arasında 2030’a kadar Avrupa yollarında en az 30 milyon sıfır emisyonlu araç, 100 iklim nötr şehri, yüksek hızlı demiryolu trafiğinin iki katına çıkarılması ve 500 km altı toplu seyahatlerin karbon nötr olması yer almaktadır. Ayrıca, 2035’e kadar yeni içten yanmalı motorlu araçların (ICEV), hibrit elektrikli araçların (HEV) ve plug-in hibrit elektrikli araçların (PHEV) kaydının sona erdirilmesi hedeflenmektedir.

    avrupa birliği sürdürülebilir ve akıllı hareketlilik stratejisi

    UNEP, ulaşımın karbonsuzlaştırılması, aktif mobiliteyi teşvik, dijitalleşme, elektrikli mobilite, kullanılmış araç düzenlemeleri ve temiz yakıt/araç savunuculuğu gibi alanlara odaklanmaktadır. UNEP’in “Share the Road” girişimi yürüyüş ve bisiklete sistematik yatırımı savunmaktadır.

    Dünya Bankası, sürdürülebilir altyapı yatırımları ve ulaşım sektöründeki karbon emisyonlarını azaltmak için ülkelere fon sağlamaktadır. Örneğin, Mısır’a 400 milyon dolar fon sağlanmıştır ve bu projenin 30 yılda 965.000 ton sera gazı emisyonunu azaltması beklenmektedir. Bu durum, sürdürülebilir ulaşım projelerinin sadece yerel veya ulusal çabalarla değil, uluslararası finansman ve işbirliğiyle de büyük ölçekte hızlandırılabileceğini göstermektedir.

    OECD, çevresel olarak sürdürülebilir ulaşım (EST) için kılavuzlar yayınlamıştır. Bu kılavuzlar, ulaşım politikasını daha sürdürülebilir hale getirmeyi ve yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlar. OECD’ye göre EST, halk sağlığını ve ekosistemi tehdit etmeden, yenilenebilir kaynakların verimli kullanımı ve yenilenemez kaynakların ikamesiyle erişim ihtiyacının sağlanmasıdır.

    Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2023’te ilk kez 2026’da başlayacak olan “BM Sürdürülebilir Ulaşım On Yılı”nı ilan etmiştir. Bu on yıl, sürdürülebilir mobiliteyi Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin (SKH) temel taşı haline getirmeyi, ulaşım sistemlerini daha adil, enerji verimli ve iklim dostu yapmayı amaçlamaktadır. Temel yaklaşımlar arasında otomobil bağımlılığını azaltmak için toplu ve çok modlu ulaşım sistemlerini genişletmek, en iyi uygulamaları paylaşmak ve bölgesel işbirliğini teşvik etmek yer almaktadır.

    ABD’de de bazı eyaletler ve şehirler yeşil ulaşım konusunda ilerlemektedir. Kaliforniya eyaleti, 2035’ten itibaren benzinli araç satışını yasaklayacağını duyurdu. New York ve Boston gibi şehirler bisiklet altyapılarına milyar dolarlık yatırımlar yapıyor, eski otobüs filolarını elektrikli hale getiriyor.

    Asya’da özellikle Çin, elektrikli araç devrimine öncülük etti; devlet teşvikleriyle hem üretimde hem kullanımda dünyada en çok elektrikli araca sahip ülke konumuna geldi. Ayrıca Japonya, Güney Kore gibi ülkeler hidrojen yakıt hücreli ulaşım teknolojilerine yatırım yaparak toplu taşımada sıfır emisyonlu trenler ve otobüsler deniyor.

    Dünya genelinde dikkat çeken bir diğer politika eğilimi de “Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planları (SUMP)” geliştirmek. Bu planlar, şehirlerin uzun vadeli ulaşım vizyonlarını sürdürülebilirlik ekseninde çizmelerini sağlıyor. Avrupa’da 1000’den fazla şehir SUMP hazırlamış durumda. Bu planlarda toplu taşıma payını artırma hedefleri, bisiklet-yaya altyapısı geliştirme adımları, trafik talep yönetimi stratejileri (örneğin otopark politikaları, hız yönetimi) detaylı biçimde yer alıyor.

    sürdürülebilir kentsel hareketlilik planı

    Türkiye’de Sürdürülebilir Ulaşım Politikaları

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, 2024-2028 Stratejik Planı’nda can ve mal emniyetini en üst seviyede sağlayan, toplumun tüm kesimlerini kapsayan, sürdürülebilir, kesintisiz ulaştırma hizmetleri sunmayı hedeflemektedir. Bakanlık, demiryolu ağının yaygınlaştırılması, limanların demiryolu koridorlarına bağlanması, kent içi ulaşım altyapısının geliştirilmesi ve hava yolu ulaşım altyapısının yaygınlaştırılmasını öncelikleri arasına almıştır.

    Tüm ulaşım türlerinde erişilebilirliği sağlayarak sürdürülebilir, güvenli, çevreci ve etkin hareketlilik ekosistemi geliştirilecektir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin sunduğu fırsatlar kullanılarak insan ve çevre odaklı Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) çözümleri tüm ulaşım modlarında yaygınlaştırılacaktır. Denizcilik sektöründe limanların ve deniz taşımacılığının karbondan arındırılması, sıfır emisyonlu yakıt ikmali ve şarj yeteneklerinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.

    Demiryolu yatırımları zaten son yıllarda Türkiye’de ön planda: Ankara-İstanbul, Ankara-İzmir gibi Yüksek Hızlı Tren (YHT) projeleri ile şehirlerarası yolculuklarda daha çevreci bir alternatife geçiliyor. Hedef, büyük şehirlerin çoğunu hızlı tren ağıyla bağlayarak uçak ve karayolu yerine elektrifikasyonlu demiryolu kullanımını teşvik etmek.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kentsel ulaşım planlarında yaya, bisiklet yolu ve düşük/sıfır emisyonlu toplu taşıma araçları ile mikro mobilite sistemlerinin kullanımının yaygınlaştırılmasını ve teşvik edilmesini sağlamakla yükümlüdür. Kentsel ulaşımda iklim değişikliği risklerinin yönetilmesi ve sürdürülebilirliğin sağlanması adına sürdürülebilir ulaşım planlaması yapmak ve alternatif ulaşım yöntemlerini yaygınlaştırmak hedeflenmektedir.

    Türkiye, sürdürülebilir ulaşım alanında ulusal ve yerel düzeyde önemli stratejiler ve projeler geliştirse de, karayolu ulaşımından kaynaklanan emisyonlardaki yüksek artış oranı ve uluslararası hedeflerin gerisinde kalması, mevcut çabaların hızlandırılması ve kapsamının genişletilmesi gerektiğini göstermektedir. 2010-2019 yılları arasında Türkiye’deki 30 büyükşehirde yol kaynaklı sera gazı emisyon miktarı %61.97 oranında artmıştır.

    Bisiklet kullanım oranları düşük ve altyapı yetersizlikleri devam etmektedir. Bu durum, hızlı kentleşme ve motorlu araç sayısındaki artışın emisyon artışına yol açtığını, yetersiz entegrasyon ve altyapının ise sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada zorluklar yarattığını ortaya koymaktadır. Özellikle, planlama süreçlerinde insan ve çevre odaklı yaklaşımların daha etkin benimsenmesi, mevcut altyapı eksikliklerinin giderilmesi ve entegre sistemlerin yaygınlaştırılması, Türkiye’nin sürdürülebilir bir gelecek inşa etmesinde hayati rol oynayacaktır.

    Sonuç

    Bu blog yazısı boyunca, sürdürülebilir ulaşımın sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda ekonomik refahımız ve toplumsal sağlığımız için de vazgeçilmez bir strateji olduğunu detaylarıyla ele aldık. Günümüzün fosil yakıt bağımlısı ulaşım sistemlerinin yol açtığı hava kirliliği (yılda milyonlarca erken ölüm), trafik sıkışıklığı (milyarlarca dolarlık ekonomik kayıp) ve enerji bağımlılığı gibi kronik sorunlar, acil bir dönüşüm ihtiyacını ortaya koymaktadır.

    Sürdürülebilir ulaşım, bu sorunlara karşı çevresel (emisyon ve gürültü azaltımı), ekonomik (yakıt ve bakım tasarrufu, trafik maliyetlerinin düşmesi) ve sosyal (halk sağlığının iyileşmesi, yaşam kalitesinin artması, erişilebilirlik ve eşitlik) faydalar sunan bütüncül bir çözümdür. Toplu taşıma, mikro mobilite, elektrikli araçlar, yürüyüş ve akıllı ulaşım sistemleri gibi çeşitli araçlar, bu dönüşümün temelini oluşturmaktadır. Her birinin kendine özgü faydaları ve zorlukları bulunmakta, ancak entegre bir yaklaşımla şehirlerimizi daha yaşanabilir kılma potansiyeli taşımaktadırlar.

    Türkiye ve dünya genelindeki politika yapıcılar ile uluslararası kuruluşlar (AB, BM, Dünya Bankası, OECD), bu dönüşümü hızlandırmak için iddialı hedefler ve stratejiler belirlemektedir. Türkiye’nin yerel yönetimleri de bu alanda önemli projelere imza atmaktadır. Ancak, Türkiye’nin karayolu ulaşımından kaynaklanan sera gazı emisyonlarındaki yüksek artış oranı, mevcut çabaların hızlandırılması ve kapsamının genişletilmesi gerektiğini göstermektedir.

    Bu büyük dönüşüm, sadece hükümetlerin veya büyük kurumların çabalarıyla değil, her bir bireyin günlük tercihlerine yansıyan katkılarıyla mümkündür. Toplu taşıma kullanmak, kısa mesafelerde yürümeyi veya bisiklete binmeyi tercih etmek, elektrikli araçları değerlendirmek gibi basit adımlar, kolektif etki oluşturarak geleceğe yön verecektir. Unutmayalım ki, attığımız her küçük adım, daha yeşil, daha sağlıklı ve daha adil bir dünya için atılmış büyük bir adımdır. Geleceğe rota çizmek için şimdi harekete geçme zamanı!

    Sıkça Sorulan Sorular

    Sürdürülebilir ulaşım, fosil yakıt tüketimini ve sera gazı emisyonlarını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadele eder, hava ve gürültü kirliliğini düşürür. Ayrıca, trafik sıkışıklığını azaltarak ekonomik kayıpları önler, fiziksel aktiviteyi teşvik ederek halk sağlığını iyileştirir ve şehirlerde yaşam kalitesini artırarak daha yaşanabilir ortamlar sunar.

    Evet, elektrikli araçlar (EV'ler) egzoz emisyonu üretmedikleri için yerel hava kirliliğini büyük ölçüde azaltır ve geleneksel araçlara göre yaşam döngüsü boyunca çok daha düşük karbon ayak izine sahiptir. Ancak, çevresel faydaları, şarj edildikleri elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş, rüzgar vb.) üretilmesiyle maksimize olur.

    Toplu taşıma kullanmak, bireysel araç kullanımına kıyasla karbon ayak izinizi önemli ölçüde azaltır. Birçok yolcuyu tek bir araçta taşıyarak, yolcu başına düşen enerji tüketimini ve sera gazı emisyonlarını düşürür. Örneğin, raylı sistemler bisikletten sonra en çevreci ulaşım yöntemidir.

    Bisiklet sürmek, kas gücünü ve dayanıklılığını artırır, kilo kontrolüne yardımcı olur, kardiyovasküler sağlığı iyileştirir ve kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. Ayrıca, stresi ve kaygıyı azaltarak zihinsel sağlığı destekler ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Düzenli fiziksel aktivite sayesinde genel yaşam kalitesini artırır.

    Evet, Türkiye'de 2021 yılında "Elektrikli Skuter Yönetmeliği" yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik, karayolunda kullanılacak e-skuterler, paylaşımlı e-skuter işletmeciliği faaliyeti yapanlar ile bu faaliyetlerden yararlananlar ve bu faaliyetlerde kullanılan her türlü e-skuterleri kapsar.

    Akıllı ulaşım sistemleri (AUS), trafik sensörleri, yapay zeka, 5G ve IoT gibi teknolojileri kullanarak trafik akışını optimize eder, sıkışıklığı azaltır ve seyahat sürelerini kısaltır. Bu sayede yakıt tüketimi ve emisyonlar düşer, hava kalitesi iyileşir. Ayrıca, trafik kazalarını azaltarak güvenliği artırır, park yeri bulmayı kolaylaştırır ve gerçek zamanlı bilgi sağlayarak ulaşım deneyimini daha konforlu ve verimli hale getirir.

    Kaynaklar

    Scroll to Top